Biyopsi
Biyopsi; patoloğun mikroskopta incelemesi için doku, hücre alınması, ya da sıvı alınması, çıkarılması. Çoğunlukla bir tümörün habis (malign) veya iyi huylu (benign) olup olmadığını belirlemek için yapılır. Bazı infeksiyon ve inflamatuar hastalıklarda da hastalığın düzeyini, evresini belirlemek için biyopsiler yapılır.
Biyopsi Çeşitleri
- Açık cerrahi biyopsi
- İnsizyonel biyopsi: Kitlenin bir kısmının çıkarılması
- Eksizyonel Biyopsi: Kitlenin tamamının çıkarılması. Örneğin lumpektomi.
- İğne biyopsisi
- İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB): Perkütan biyopsi de denir. Siyah iğneli enjektör ile yapılır (22G). Solid dokudan hücreler elde edilir ve lama yayılarak incelenir. En çok tiroid nodüllerinde bazan mem kitlelerinde kullanılır. Prostatta da oldukça sık uygulanmaktadır.
- Kalın iğne biyopsi (Kor, tru cut biyopsi): Bu iğnelerde, kitenin içinden silindirik doku parçaları alabilen bir mekanizma vardır. İİAB de tek tek hücreler elde edilirken, kalın iğnede küçük bir doku alınır.
- Fırça biyopsisi, biyopsi küçük bir fırça dokuya sürtülerek alınır, sonra lama yayılır. Örneğin bronş, renal pelvis. Fırça biyopsisi yapmak için endoskop kullanılır, fırça endoskopun (bronkoskopun) içindeki çalışma kanalından sokulur.
- Koryonik villus biyopsisi, koryonik villüs örneklemesi de denir (CVS), gebelerde yapılır (en uygun dönem 10-12. hafta). Doğmamış bebeğin genetik ve kromozomal anormalliklerini tespit edebilen prenatal bir testtir. Koryonik villus, plasentadan çıkan mikroskopik, parmak benzeri uzantılardır. Koryonik villiyi oluşturan hücreler fetüs kökenlidir, bu nedenle laboratuar analizi fetüsün genetik, kromozomal veya biyokimyasal hastalıklarını tanımlayabilir. Koryonik villüs örneklemesi, gebeliğin 10. ve 12. haftaları arasında yapılmalıdır. İşlem, hastanın veya doktorun tercihlerine bağlı olarak vajinadan- serviksten (trans servikal) veya karından (transabdominal olarak) yapılır.
- Koni biyopsisi, uterus serviksinden koni şeklinde bir doku dokusu eksize edilir (çıkarılır).
- Endoskopik biyopsi, endoskopun çalışma kanalından geçirilen aletlerle yapılır. Genellikle küçük doku parçaları koparılarak (punch biyopsi) veya snare (kement) denen bir enstrümanla polip ve benzeri yapılar kökünden boğularak ve yakılarak (koterize edilerek) kesilir, sonra başka bir aletle tutulup çıkarılır.
- Sentinel lenf nodu biyopsisi; Sentinel’in kelime anlamı “nöbetçi, bekçi” dir. Tümördeki kanser hücrelerinin yayılma ihtimalinin en fazla olduğu lenf nodudur. Sentinel lenf nodu biyopsisi, sentinel lenf nodunu nun işaretlenmesi, bulunması, çıkarılması ve patolojiye gönderilmesidir. Sentinel lenf nodunu işaretlemek için blue dye (mavi boya, isosulfan blue (Lymphazurin ® %1) ya da radyoaktif madde; tümörün içine, çevresine ya da meme başı çevresine enjekte edilir. Lenfatik damarlar, boyayı kanserin de olasılıkla ilk gideceği lenf noduna götürür. Lenf nodu radyoaktiviteyi ölçen gamma prob yardımı ile ya da renk değişikliği (mavi) yardımı ile bulunur. Her iki yöntem birden uygulanırsa, radyoaktivitenin en fazla olduğu yerden insizyon yapılır ve maviye boyanmış lenf nodu-nodları kolayca çıkarılır.
- Shave biyopsi (traşlamak); ciltteki lezyonun alındaki cildin üst tabakasaıyla beraber, cilde paralel kesilerek (traşlanarak) çıkarılması.
- Stereotaktik biyopsi; biyopsi alanının yerini belirlemek için stereotaktik bir teknik kullanıyor. Genellikle memede ve beyinde kullanılır. Beyindeki stereotaktik biyopsi şöyle yapılır; hastanın kafasına küp çeklinde, özel bir çerçevede vidalanarak takılır. Tomografiler çekilerek, biyopsi yapılacak alanın çerçeveye göre koordinatları belirlenir. Çerçeve üzerinde hareketli bir gönye bu kooeridta yönlendirilir. Gönyenin içinden ilerletilen iğne belirlenen bölgeden geçer ve buradan biyopsi alınır. Memedeki sterotaktik biyopsiye tel lokalizasyonlıu biyopsi de denmektedir.
- Tel lokalizasyonlu (stereotaktik) biyopsi: Memede elle palpe edilemeyen (hissedilemeyen) ama mamografi ya da ultrasonografide görülen kitlelerde uygulanır. Ultrason ya da momografi eşliğinde, ucu balık oltasına benzer özel bir tel lezyonun-kitlenin içine yerleştirilir (iğne geri çıkmaz). Cerrah, lokal ya da genel anestezi eşliğinde, bu teli takip ederek, telin çevresindeki dokuyu silindirik bir biçimde çıkarır. Hasta daha ameliyat masasından kaldırılmadan, çıkarılan meme dokusu ultrason veya mamografi ile incelenerek, lezyonun çıkarıldığı doğrulanır. Sonra ameliyat sonlandırılır.
- Sternal biyopsi; buradan kemik iliği biyopsisi yapılır. Özel bir iğne ile sternım delinerek ponksiyon yapılır (doku enjektöre negatif basınçla çekilir).
- Karaciğer biyopsisi; perkütan yolla (ultrasonografi, tomografi eşliğinde), kalın iğne ile (tru cut), ya da ameliyat sırasında karaciğerin kenarından biyopsi yapılabilir (wedge biyopsi).
- Perkütan renal biyopsi (böbrek biyopsisi); lezyon ultrason, bilgisayarlı tomografi veya anjiyografi ile lokalize edildikten sonra, ciltten geçirilen bir iğne ile böbrek dokusu alınır. Bu teknik, böbrek yetmezliği tanısı koymak, böbrek hastalığı olan hastalarda prognozu belirlemek, böbrek hasarının boyutunu değerlendirmek ve uygun tedaviyi belirlemek için kullanılır. En sık görülen komplikasyon üriner kanamadır ve birkaç gün içinde tedricen azalır ve kaybolur.
- Perkütan transtorasik iğne aspirasyon biyopsisi; Akciğer maligniteleri veya diğer şüpheli lezyonlardan doku örneği elde etmek için uygulanır. Radyografik olarak yönlendirilmiş bir aspirasyon iğnesi kullanılır (örneğin tomografi). Pnömotoraks riski nedeniyle, mekanik ventilasyon alan hastalarda bu işlem genellikle kontrendikedir.
- Punch biyopsi; küçük, yuvarlak bir kesme aleti ile (zımba ya da bız gibi) küçük bir doku parçasını (çoğunlukla cildin) çıkarılması.
- Vacuum-assisted biopsy (vakum yardımlı biyopsi); kenarında keskin kenarlı bir delik olan iğne lezyonun içine yerleştirilir. İğneye negatif basınç uygulanırak ileri geri hareket ettirilir. Böylece keskin delik dokuları tıraşlar. Vakumlanan bu dokular bir kapta birikir. Mikroskopik inceleme için laboratuvara gönderilir.